Öjeni, 20. yüzyılın ilk yarısında çok sayıda taraftar toplayan ve doğuştan
sakat, zeka özürlü ve hasta insanların ayıklanması ve sağlıklı bireylerin
çoğaltılması yoluyla daha sağlıklı ve daha iyi bir toplum yaratmayı hedefleyen
bir görüştür. Nitekim öjenist uygulamaları savunan bilimsel yayınlarda "Öjenik,
insanın kendi evrimini kendisinin yönlendirmesi ve mükemmel bir insan topluluğu
yaratmanın yoludur" denilmektedir. Aslında öjeni fikri Platon'un Devlet adlı
ünlü eseri kadar eskidir. Ancak modern öjenik düşüncenin ortaya çıkışı 19.
yüzyılda bilimsel ilerlemelerle olmuştur.
Öjeni terimini keşfeden, ilk
genetik bilimcilerden sayılan bilim adamlarından biri olan Francis Galton'dur.
Fikirlerini kuzeni Charles Darwin'in doktrinine ve genetik biliminin kurucusu
olan Mendel'in verilerine dayandırıyordu.
Galton'a göre sosyal gelişmenin
gerçekleşebilmesi için, zekası ve entelektüel seviyesi düşük kişilerin
çoğalmalarının durdurulması, diğerlerinin ise çoğalmalarının teşvik edilmesi
gerekmekteydi.
Bazı bilim adamları öjeni fikrinin gelişmesinden itibaren,
"topluma zararlı bireylerin öldürülmesi" gerektiğini açıkça savunmaya
başlamışlardı.
Öjenist fikirler hızla yayılıp taraftar kazanmaya ve
öjenizmi savunan partiler ortaya çıkmaya başladı. Almanya'dan İngiltere'ye
İsveç'e hatta ABD'ye kadar yayılan öjenist politikaları destekleyenler arasında
milliyetçiler, liberaller ve hatta komünistler bile vardı.
Öjenizmin en büyük
muhalifi ise bağnaz hristiyanlar ve Katolik kilisesiydi. Ancak herşeye rağmen
öjenist uygulamalar, İsveç ve Finlandiya'da 1970'lerin ortalarına kadar devam
etti.
Daha iyi bir toplum yaratmaya yönelik bu politikalar ABD, İsveç ve
Finlandiya gibi ülkelerde de yaygın olarak uygunlamakla beraber Almanya'daki
uygulamalar daha ön plana çıkmıştır.
20. yüzyılın önemli devlet
adamlarından Adolf Hitler de "Devletin görevi sağlıklı nesiller yetiştirmektir.
Görülür şekilde hasta olanların ve salgın hastalık taşıyanların çoğalmasının
uygun olmadığı ilan edilmelidir" diyordu.
Adolf Hitler iktidara geldikten
sonra Alman toplumunun sağlıklı bir şekilde devamlılığını sağlamak amacıyla bir
öjeni politikası başlattı. Hitler'in politikasının gereği olarak Alman toplumu
içindeki sakatlar, doğuştan körler ve kalıtsal hastalıklara sahip olanlar, Nazi
Irk politikaları çerçevesinde özel sterilizasyon merkezlerinde toplanarak
kısırlaştırılmaya başlandı. Akıl hastaları ise uyutularak tasfiye
ediliyordu.
![]() |
Öjeni sertifikası |
Hitler bu yeni politikasını şu cümleler ile özetliyordu: "Devlet
için zihin ve beden eğitiminin önemli bir yeri vardır, ancak insan seçimi de en
az bunun kadar önemlidir. Devletin, genetik olarak hastalıklı veya alenen hasta
olan bireylerin üreme için uygun olmadıklarını deklare etme sorumluluğu
vardır... Ve bu sorumluluğu hiçbir anlayış göstermeden ve başkalarının da
anlamalarını beklemeden acımasızca uygulamalıdır... 600 yıllık bir zaman dilimi
boyunca vücudu sakat olan veya fiziksel olarak hasta olan kimselerin üremesini
durdurmak... insan sağlığında bugün elde edilemeyen bir gelişim sağlayacaktır.
Eğer ırkın en sağlıklı olan üyeleri planlı bir şekilde ürerlerse sonuçta bugün
hala taşıdığımız hem ruhsal hem de bedensel açıdan bozuk tohumların olmadığı...
bir ırk oluşacaktır."
1933 yılında çıkartılan bir yasa ile 350 bin akıl
hastası, 30 bin çingene ve yüzlerce zenci çocuk, hadım etme, x ışınları ve
enjeksiyon gibi yöntemlerle kısırlaştırıldılar.
Bir Nazi subayı, "Nasyonal
sosyalizm uygulamalı biyolojiden başka bir şey değildir." diyordu.
Hitler
Alman toplumunun sağlıklı insanlardan oluşan bir toplum haline gelmesini
amaçlayan bu politikalarının yanı sıra bir yandan da öjeninin bir diğer şartını
yerine getiriyordu. Alman ırkının en saf bireylerinden seçilen erkek ve
kadınlar, çocuk yapmaya teşvik ediliyorlardı.
Öjenik bilimi
bugünde önemli sayıda taraftara sahiptir. Ancak fanatik hristiyanlar öjenist
fikirleri savunanlara baskı uygulamakta ve bu bilimadamları çalışmalarını çok
zor koşullarda yürütmektedir.
Sesini duyurabilen ve fikirlerini açıkça ifade
edebilen ender bilimadamlarından biri olan ve DNA babası olarak anılan, İnsan
Genomu Projesini yürüten, Nobel ödüllü bilimadamı Prof. Dr. James Watson,
aptallığı bir hastalık olarak tanımlamakta ve “aptallık” geni olmayan “daha
üstün” insanlar yaratma özgürlüğünün olmasını istemektedir.http://ojenik.blogspot.com/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder