O en büyük lekeye takılıp
kalmadım
Dünyaya bulaşmadım.
Öğretmenliği ve sessizliği seçtim,
hale bakıp sözlere aldırmadım diye, Allah'a hamd ediyorum; içim içime
sığmıyor.
Onlar altın topladılar, ben hazine
buldum.
Onlar saraylar inşa edip bir kaç koltuk elde ettiler, ben tapınak
inşa ettim ve iyilik tanrısının sonsuz iklimlerinde, saltanat
tahtına kuruldum.
Onlar bağ bahçe aldılar, ben ise
mucizelerin yeşil ülkesine sahibim.
Onlar masa başlarında gururlandılar, ben
aşk tapınağının minaresinde, gururumu ayaklar altına aldım.
Onlar Kayser'in köleleri oldular,
ben ise Hekimin sahabesi oldum.
Onlar adlarını ekmeğe sattılar, ben adımı suya verdim.
Onlar lezzet ve zevk aldılar, ben
ise gam ve keder.
Onlar altın ve gümüş sergilediler,
ben Mevlana gibi, Şems'te açtım ve Şems'te yandım.
Gönül sofrasını açtım,
dert sergisini yaydım, kandan şarap içtim.
Onlar parababası oldular, ben dert
babası.
Onlar yaşamaya bağlandılar, ben yaşama.
Onlar bakanlık elde
ettiler, ben saltanat.
Onları yalanla övüyorlarsa, birileri beni gerçek manada
kutsuyor.
Onları, içlerinden düşman, beni ise kalben dost
biliyorlar.
Onlara işlerini rapor ederlerken, bana hallerini
rapor ediyorlar.
Onlar özgürlüğe ihanet ettiler, ben özgürlüğe vefalı kaldım.
Onlar gece alemlerinde kötü kadınlarla dans ederken, ben tertemiz uzletimde, sufilerin
temiz güllerini kokluyorum.
Onlar elbiselerine sığmayacak kadar şişmanlarken, ben içim içime sığmayacak kadar aşık oldum.
Onların memurları, benim
dertlerim var.
Onlar hasta ve zayıf develerini, zorla, saray kapılarında
kurban ederken, ben İsmail'imi, şevkle Ka'be yolunda boğazladım.
Onların
içen ve gülenleri varsa, benim de yanan ve ağlayanlarım var.
Onlar,
kalabalıkta birbirlerine yabancıyken, biz yalnızlıkta birbirimizi
tanıyoruz.
Onların evi varsa, benim de mihrabım var.
Onlar yükselirken, ben Mi'rac'a çıkıyorum.
Onlar yeryüzünde sürünürken, ben
göklerde uçuyorum.
Onlar biterken, ben daha yeni başladım.
Onlar
yaşlanırken, ben gençleşiyorum.
Onlar vekil oldular, ben ise ma'bud.
Onlar
reis olmuşlarsa, ben de rehber oldum.
Onların kapı kulları ve fedakar uşakları
varsa, benimde soylu bir önderim var.
Onlar Nuşirevan'ın adalet zincirini
boyunlarına vurdular ve ahırları bayındır kıldılar, ben ise sarayları
terkettim.
Buda oldum, zincirleri kırdım, özgür
oldum.
Sanatçı oldum,üretici-yaratıcı oldum; nübüvvet ve risalet
buldum, ebedileştim.
Alem gazetesinde bekamı sağladım.
Onlara, bir grup insan dalkavukluk
ediyorsa, bu onları mesleği olduğu içindir.
Bunların yerine başkaları geçse,
onlar da dalkavukluk eder, yağcılık yapar; ama içlerinden nefret
duyarlar.
Beni ise, dünyaya asla
teveccüh etmeyen bir kalp över.
Bu
kalpte güzellikten, imandan ve sevgiden başka bir şey yoktur.
Dünyadan hiç bir beklentisi yoktur.
Öyle bir kalp ki, Allah'ı bile ısrarlarımla över. "Ben nerede onlar
nerede, zarar ettim" diye yakınır.
Dr. Ali Şeriati/Yalnızlık Sözleri
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder