26 Ekim 2011 Çarşamba

İNSAN/F ÇIKMAZ SOKAKTA




Son zamanlarda yaşanan olayları akıl ve kalp gözüyle gözlemleyenlerin; kahrolmaması elde değil. Akan kana, verilen canlara, yıkımlara, açlığa, çaresizliğe sevinir olduk. Peki ne oldu da bizler bu kadar sağır, bu kadar kör olduk; ne oldu da kalplerimiz taşa dönüştü? Bizler neden bu kadar acı çekiyor ve çektiriyoruz? Bu kadar sorunun oluşmasına neden olan birçok faktörü anlayabilmek için de acının ne demek olduğunu doğru algılamak gerekiyor.  Acının bir çok perspektifi,  fakat bir duruşu vardır ve siz acıya hangi perspektiften bakarsanız bakın karşınıza 'nefislerin Rab edilişi ve dünyaya olan ahmakça bağlılık' yani 'akılsızlık' çıkacaktır. 
Yaşadığımız acıları  bu noksan yönümüzle analiz ettiğimizde çekilen acıların çok büyük bir bölümün  'akılsızlığımızdan' kaynaklandığını söylemek çok büyük bir yanılgı olmasa gerek. Neden? Çünkü:
Akıllı olsaydık öncelikle kendimizi ve dünyayı sorgulamayı bilirdik ve bu sorgu insan olmak yolunda en büyük adım olurdu.  İlk adımı atamadık.
Akıllı olsaydık  hem bu dünyada dolayısı ile diğer dünyada mutlu olmayı öğrenmek için bizi bizden daha iyi bilen yaratıcımızın kitabını okurduk. Evlerimizin duvarında asılı olan hazineyi yerin dibinde aramazdık. Okumadık. 
Akıllı olsaydık kardeşiliğin ne demek olduğunu bilir; dostumuzu düşmanımızı ayırırdık. Ayıramadık.
Akıllı olsaydık Allah'ın bizlere hem bu dünyada hem de diğer dünyada mutlu edecek formülleri öğrenir uygulardık. Uygulayamadık.
Akıllı olsaydık ölümün ne demek olduğunu bilir; her gün gözlerimizin önünde verilen ruhlara içi boş bir kuyu gibi bakmaz; derinliği görürdük. Göremedik. 
Akıllı olsaydık özgürlüğün, eşitliğin, adaletin ne olduğunu bilir; özgür, adil ve eşit olurduk. Bilemedik.
Akıllı olsaydık bir insanın bir insanı öldürmesinin en büyük ve affedilmez günahlar arasında olduğunu bilir başkasının yaşama hakkını elinden almazdık. Aldık.
Akıllı olsaydık başka insanların acısını, yokluğunu kendi acımız bilirdik. Bilemedik.
Akıllı olsaydık bu dünyanın bir yaratıcısı olduğunu ve burada bulunan her şeyin sahibinin de O olduğunu bilir; canı, toprağı, koltuğu ve sınırları doymak bilmez  nefsimizle sahiplenmez, kavgasını etmezdik. Ettik.
Akıllı olsaydık parayı nasıl kazanacağımızı ve nasıl harcayacağımızı yaratıcımızdan öğrenirdik. Öğrenemedik.
Akıllı olsaydık hırsızlık yapmaz;  hayatları ve binaları inşa  ederken malzemeden çalmazdık. Çaldık.
Akıllı olsaydık alkolü haram bilir; vicdanlarımızı sarhoş etmez; yüzbinlerce insanın ölümüne neden olmazdık. İçtik.
Akıllı olsaydık nasıl akıllı olmamız gerektiğini araştırırdık. Araştırmadık.

Bizler kendimizi, dünyayı ve insanları anlayamıyoruz. Anladığını söyleyenlerin de doğru anlamış olma olasılığının düşük  olma ihtimali de yüksektir. 

Bilmedik, okumadık, öğrenmedik, uygulamadık. Neticede aci çektik, acı çekmeye devam ediyoruz ve korkarım ki acı çekeceğiz. 
                                                                                                                     Sevilaysevilay


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder