9 Şubat 2013 Cumartesi

NEPTÜN MÜSLÜMANLIĞI

Ramazan ayında yazılmamış bir Ramazan yazısıdır...

Yukarıdaki fotoğrafa bir sitede rastladım. Duvara yazılmış bir kaç kelime ve cümlenin sonundaki ünlemin taşıdığı sitemkar, uyarıcı, uyandırıcı duygu parmaklarımı sardı. Ramazan dışında da ramazanla ilgili bir şeyler yazayım dedim. Zira garip bir tutumumuz var. Özel günleri öyle içselleştirmişiz ki; o gün/ay gelmeden o günün anlamına dair bir şey yap/zmıyoruz. Çünkü;

"Neptün müslümanlığıdır, müslümanlığımız
Oniki ayda bir uzanır elimiz cebimize
Oniki ayda bir riya kokulu hayırlara koşarız
Camilerimiz on iki ayda bir şeklen dolar
Ve bir aya sığdıracak kadar sığdır imanımız
Uhrevi objektiflerimiz, uhrevi ekranlarımız, ramazana özeldir
Seküler sırıtışlarımız da tabi...
Yoksul bir aileye verdiğimiz bir ramazan paketinin, bir yıl yeteceğini sanacak kadar geniştir ufkumuz.
İftar çadırlarında yemek yiyen fakirlerin, on bir ay boyunca tok kalacağını sanacak kadar ferasetliyizdir.
Kılı kırk yararak hesapladığımız, kırkta bir zekatın da bir aileyi bir yıl geçindirecek umarız.
Ramazan yaza rast gelmişse, yoksulların ramazandaki güneşle bir yıl  boyunca ısınacaklarını sanırız."

Ne garibiz, ne garip! Belki de bizim ramazana has bu tutumumuz ve ramazan müslümanlığımız, kapitalist düzenin anlamı sadece özel güne ve sadece maddi anlamlandırmaya indirgediği algı sebebi iledir. Algımız bile cahilce! Örneğin  alimler, din adamları, yazılı ve görsel medya, ramazan gelmeden ramazanın taşıdığı o bir yıla yayılan anlamı hakkında yazmıyor konuşmuyor. Haftada bir dinden imandan söz eden, yazan ya da konuşan da bunu sadece "cuma günü"ne indirgiyor! Duvara yazılan şu yazıya bakınca raflara dizilmiş, ciltlerce yazılmış kitaplar, çetrefilli kelimelerle yazılmış din içerikli makaleler anlamını yitirdi. Aslında bir cümleye sığacak kadar basitti insanların huzurunu kaçıran sorunlara çare olacak sözler. Dünyanın en büyük sorunu şu anda kapitalist düzenin altında ezilen  ve günden güne çoğalan yoksulluk. Gözü doymayan insanlar yüzünden, karnı aç kalıyor insanların. Düşünsenize artık zayıflamayı "başarıdan" sayıyoruz!  Neredeyse semirmekten çatlayacağız! Fakat bu çok tehlikeli bir gidiş! Korkarım ki "Bir gün gelecek, yoksulların zenginlerden başka yiyecek bir şeyi kalmayacak" sözü gerçeğe dönüşecek. Ruhsal yamyamlıktan bahsetmiyor bu söz galiba; zira o halihazırda var zaten. Beyler, bayanlar, ablalar, abiler! Eli, cebi, cüzdanı, banka hesabı, buzdolabı, benzin deposu dolu; kalbi boş muhteremler! Unutmayın! İnsanlar sadece ramazanda aç değil, biz de sadece ramazanda müslüman değiliz!
-Sevilay Meraler-



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder