12 Temmuz 2012 Perşembe

MODERNİZME SATAŞMALAR/KITLIK

Açlıktan ağlayan Afrikalı bir çocuk


Ramazan ayına girmek üzereyiz. Memleketi müthiş bir telaş sarmış. Esnaf ramazanı bekliyor, lokantacı ramazanı bekliyor, marketler televizyonlar... Tabiki kapitalistler ve din sömürücüleri de...

Ramazan ayı israf ayı olduğu için, herkes çılgınca gıda alışverişi yapıyor. Pazarlar, marketler, manavlar, en yoğun günlerini yaşıyorlar. Şimdiden market rafları ramazan versiyonuna girmiş vaziyette. Güllaçlar, hurmalar, çorbalar, tatlılar.. Toptancılar zulada sakladıkları mallarını gün yüzüne çıkarmış, piyasaya sürmekte.  Evler yığın yığın yiyeceklerle dolduruluyor. Sanırsınız ki, ülkede kıtlık baş gösterecek.. 


Ramazan ayı kazanç ayı olduğu için, kazandıracak şartlar hazırlanmış. Hangi sebze  meyvenin, hangi tür etin fiyatını ne kadar artıracağını hesaplayan, hangi açlıktan yüzde kaç oranda kâr elde edeceğini düşünen, merhametli-merhametsiz, mümin - amümin  amcalar, hesap makinesiyle uğraşmaktan, bu sıcakta bîtab düşmüş vaziyetteler.

Lokantalar, restoranlar hangi mübarek yemeğe,  ne kadar fiyat biçeceğini belirlemiş bile.. Sadece masa ve sandalyelerde bir düzenleme devam ediyor... Malum, sayılarının çokça artırılması gerekiyor..  Bir de evde iftar modası out, restaurantta iftar in olmuş. Dini, kendimize, zamana ve modernizme uydurmak gerektiği için, modaya uyup, iftarı restoranlarda açmamız gerekecek. Bir rivayete göre erken rezervasyon yaptırmak, tutulan orucun değerini ve sevabını da artıyormuş. Bu sevaptan mahrum olmamak lazım gelir diyerek ihtiyatlı davrananıp yerini ayıranlar, büyük bir gönül rahatlığı içinde... 


Altın kaplamaları otellerde ise her şey mükemmel derecede hazır. Fiyatı milyarları bulacak masalar, en narin tabakları, çatalları, tabaklarıyla bir kaç saat aç kalan zevatın ağzını şenlendirmeye  hazır.


Ramazan ayı eğlence ayı olduğu için, eğlence ortamı da hazırlanmakta. Semazenler tennurelerini giymiş, cafede, meydanlarda, şenliklerde dönmek için büyük bir sabırsızlık içinde beklemekteler. Şenlikler için hazırlanan soytarılar, ağız dolusu güldürecekleri replikleri ezberlemiş, dekoltesi hafif kapalı assolistler, briyantinli şarkıcılar, repertuvarlarındaki şarkıların provalarını tamamlamışlar. Hatta hangi politik şapkadan kaç tavşan çıkacağı bile belli..

Ramazan ayı reyting ayı olduğu için, görsel medya da hazır. Televizyonlarda, gün boyu yayınlanacak yemek tarifi programlarının jenerikleri hazırlanıyor. Her sene gösterilmesine rağmen insanları bir yere çağıramayan çağrı filmi, mesajı bir türlü idrâk edilmeyen Yuzarsif'in filmi ve ojeli tırnaklı, takma kirpiği kaşına değen, kırmızı rujlu, dekolteli kadınların veli diye oynadığı Yeşilçam'ın dini filmlerinin bantları, başa sarılmış bile. Sahur programlarında gözleri kanlanana dek sabahlayacak olan prezentabl sunucuların, hocaların, sanatçıların bir gece için kaç milyar alacakları da belirlenmiş; sadece kadir gecesinin fiyatı muallakta kalmış.  O da netleşince her şey mükemmel olacak inşaallah.

Ramazan ayı ticaret ayı olduğu için, yazılı medya da hazırlanmış. Matbaaları da bir telaş sarmış ki sormayın.. Kupon biriktirerek alınacak ve hiç okunmayacak renkli ve kokulu Kuranlar, hadis kitapları, yemek tarifleri kitapları hazır; ama mezarlıkta ve teravih sonrası satılmaya hazır dua kitaplarının basımı devam ediyor. Bir de evlere şenlik, reklamiyeler de hazır. Kaliteli kağıda basılmış, üst tarafında Allah veya Muhammed lafzıyla süslenmiş, gül veya hac resmi,  resmin altında son derece iri puntolar ve dikkat çekici renklerle yazılmış firmanın reklamı, ortasında bir salise aç kalmayalım diye itinayla hazırlanmış vakit çizelgesi, yan taraflarda da üstteki kapitalist puntolara gölge düşürmeyecek derecede renk, küçüklük ve sığlıkta yazılmış, ayet ve hadis yazılı reklamiyeler bedava dağıtılmaya başlandı bile. 

Ramazan ayı cimrilik ayı olduğu için, insanlar infak yapınca bir kuruş zarara girmesin diye, cimrilerin zekatı olan 40' da 1'i hesaplayan, zekat hesaplama programları internette hemen hemen her sitede hazır.


Ramazan ayı, para dilemek ayı olduğu için  sömürücü dilenciler, tam tekmil hazır. Dilenirken kullanacakları cümleler ezberlendi. Şimdiden kapıları aşındırmaya başladılar bile. Gençler ön hazırlıklarını çoktan bitirmiş.


Ramazan ayı saçmalama ayı olduğu için fetva merkezlerine televizyondaki hocalara:

Hocam içkiyle orucumu açsam olur mu?
Hocam sabah ezan okunurken ağzımda ki bir damla suyun binde biri boğazıma kaçtı orucum kabul olur mu?
Hocam ben orucu ramazan da değil de istediğim ayda tutmak istiyorum 365 günü 30'a bölerek tutsam kabul olur mu? 
gibi  bir çok saçma sorular soracak akıllar da hazırolda beklemekte.

Ramazan ayı şöhret ayı olduğu için, yapılan yardımların kimin tarafından yapılacağının, kameralar ve objektiflere sırıta sırıta kimlerin gösterileceğinin listesi medyanın bilgisine sunuldu. 


Ramazan ayı lezzet ayı olduğu için, birileri çöpten ekmek toplarken; birileri sımsıcak susamlı pideleri almak için fırınların önünde uzun kuyruklar oluşturacaklar.


12 ayda bir ay ahlâklı olduğumuz bir ay olduğu için, içki dükkanları, meyhaneler ve kerhaneler de ramazana duyulan derin saygı nedeniyle kapalı gibi görünecek.


Ramazan ayı diğer ülkelerde nasıl karşılanıyor ve nasıl geçiriliyor bilmiyorum ama gözlemlediğim kadarıyla bizde böyle akıl ve anlam kıtlığıyla geçiyor. 


Heyhat! Ne kadar gariptir gariplerin mübarek ayını, abdestli ve abdestsiz kapitalistlerin ellerini oğuşturarak beklemesi ve ne kadar acıtıcı semirmekten çatlayacak adamların kasalarının cahillerin ahmaklıklarıyla  dolması! 


Allahım, bizim dostumuz sensin; bizi bağışla, bize merhamet et. Sen bağışlayanların en iyisisin. -Araf/155-

-Sevilay Meraler-

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder