5 Ekim 2017 Perşembe

ZEMİSTAN

Hâlâ bir boş bedeni taşır da ayakları ...  -Ü. Oğuzcan-


şerha şerha yırtılırken dünyanın yüzü, hangi yara, hangi paradoksla sarılır, bilemem  ki!

bir ortaçağ despotluğu düşmüşken avuçlarıma, bir postmodern acizlik sarmışken yollarımı, nasıl özgürleşebilirim ki.

çağların yalanı, kanata kanata bölerken tarihi, hangi paradigmaya, hangi bitmezliği sığdırabilirim, beceremem ki!  

kurulup yıkılırken bir bir  uygarlıklar ve kanın hakimiyeti doluşurken ruhların damarlarına, nasıl yormaz beni bu anlayış, anlayamam ki.


bak işte güle düş/tü.


ilk alfabe, ilk harf ve ilk insan...


sonun ilke aldanışı ve kahredici bir yağma...


kuyu mezarlar, kanatları solmuş bir yarasanın körlüğü  ve aziz musalla taşı...

nil nehri ilk defa şaşırttı güneşi, ilk şaşkınlığı takvimin ve insanın.. taşmadı, taşamadı, taşıyamadı. 

mumyalanmamış bir haya, kefensiz ölüler ve göç...

hangi güleç ceset, hangi  zemherinin azabını yüklenir, kavrayamam ki!

Sevilay Meraler

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder