27 Ocak 2014 Pazartesi

GÖRECE 3

Kardeşini gömmeyi kargadan öğrenen!
Merhametini ateşe gömmeyi kimden öğrendin?


Ey aynı sancıların çocuğu!
Aynı ayrılığın feryadı, aynı sütün fakiri!

Kanının rengi aynı olan ey!

Hücrelerinin sayısı mı  farklıydı, yoksa ciğerinin çeperi mi daha genişti?

Gamı nakşederken dünyanın ellerine, nasıl bir narkoz aldın da  iğneler gözlerine batmadan geçebildi? 

Ya soyarken derisini  insanlığın,  cenneti bulacağını mı umdun?

Ey kâbesi kara, sermayesi yara, durağı muamma!

Söylesene! Hangi halvet çeldi aklını, hangi şeytanın gölgesi düştü üzerine? 

Kıvrılıp yatarken zebanilerin koynunda, keyif almayı hangi ara öğrendi ruhun?

Hakîkâtin yazgısını kanla yazmayı marifetten sayarken, cenneti hak görmeyi hangi körlüğün ocağında körükledin?

Ey aynı taşın konuğu, aynı toprağın ölüsü !
Aynı sorunun, aynı karşılığı!

Ey unutan, unutan, unutan...
Unutma! İnsan unutandır, Sırat hatırlatan! 


-Sevilay Meraler-




17 Ocak 2014 Cuma

ŞİİRLERİN ŞAİRLERE SİTEMİDİR




Sevgili şairler, şiirsel hareketin bir temsilcisi olarak manifestoma başlamadan önce kalem tutan ellerinizin kelamlarla nurlanmasını  diler ellerinizden öperim.. Size olan saygımız sonsuz lakin aşağıdaki sorularımızı ve sitemimizi dikkate almanızı ve kendinize çeki düzen vermenizi istiyoruz. 

1-Lütfen bizleri korkularınızın paçavrası olarak kullanmayı bırakın. Kalbinizde sakladığınız duygularınızı sevdiğinize söylemeyip bizi kullanarak dünyaya anlatmak ne kadar etik söyler misiniz? 

2-Nesirlerle haşır neşir olan aklınıza gelmeyen biz,  neden kalbiniz  aklınızı sabote ettiğinde geliriz? Biz baltalayıcı değiliz. Bize farklı bir imaj çizip bizi manipüle etmeye ne hakkınız var?

3- Siz savaşmıyorken neden savaş şiirleri yazarsınız? Ya da neden masa başında devrim şiirleri yazarsınız? Şiirlerin devrim yapabileceğini ya da savaşların şiirlerle bitebileceğini mi sanıyorsunuz? Çok safsınız.

4- Biz şiirlerin çokluğundan mıdır bunca zulüm? Dertlere derman toplum şiirleriniz kaç fakirin karnını doyurdu, ya da hangi adaleti yaydı yeryüzüne söyler misiniz? 

5- Kavuşmamaklarınızda ve yenilgilerinizde kavrulurken sevdalarınız kaç sevgili şiir hatırına sevdiğine  kavuştu söyler misiniz? 

6- Bizi sürekli kahırlarınıza, yalnızlığınıza, ölüm korkunuza, imkansız aşkınıza ortak ederken hiç mi acımadınız bize? Siz hazlarında boğulurken içinizi boşaltmanın, biz nasıl bir sarsıntı geçiriyoruz biliyor musunuz? Ne zaman bir ümidin şiiri olacağız söyler misiniz?

7-  Bizle sözlere verdiğiniz ahenk kaç gerçeği değiştirdi? Kabirlerde mezar taşlarında bile kullandı bizi yoldaşlarınız. Hangi dörtlüğümüz ölümün çehresini değiştirdi ki? Kabir kavminden mi beklediniz bizi anlamalarını? 

Sevgili şairler lütfen bunları dikkate alın ve neden şiir yazdığınızı bir kez daha sorgulayın. Yoksa bu sömürü bitmeyecek. 
-Sevilay Meraler-

4 Ocak 2014 Cumartesi

GÖRECE I


İnsan...  
Sular içinde bir damla su...
                     kanlar içinde bir damla kan... 
                                kemikler içinde bir yığın kemik...  
                                             

İnsan...
Melekler aleminde kirli bir melek... 
                nefisler aleminde temiz bir nefis...

İnsan...
Topraktan rüzgar, topraktan deniz... 

İnsan... 
Sudan bir ateş, sudan bir zehir..

Hayat... Çokça muamma, çokça tasa ve çokça dilemma!

....../

Kendimin uçurumundan atarken kendimi, kendimin dibine, nisyanla yamalanmış elbisem, O'ndan yana kök salmış ağacımın dallarına takılır.

Artık ne bir melek kadar temizimdir  ne de  iblis kadar kirli... 

Sonra eski yüzler takılır yüzüme..

Anlarım ki arayış değildir kendimizi aramak başkasının beninde.

Ve anlarım  ki hiç kimse başkasının uçurumundan atamaz kendini diplere.

Başkasının uçurumu,  dibi iken başkasının, biraz daha mümkün değildir bu.. 


Zaman, kıyamet sonrasını yaşatır sonra ve  anlarım ki orası yaşamak coğrafyasıdır.  
                                       
Kendimin uçurumundan atarken yine kendimi kendimin dibine, isyanla yamalanmış elbisem, yaralı bir şiire takılır.


kalbini o kadar uzak tuttun ki
yaralandın... ey!
yaradan...
uzak kalmak ne demekti
Rabb'inden ve mâsivâdan?
H. Yavuz



 -Sevilay Meraler-